Kahve Ambarı Geleneksel Türk Kahvesi 500 gr
Geleneksel Türk Kahvesi 500 gr
Uğruna isyanlar çıkmış, şarkılar, şiirler, kitaplar yazılmış hayatın her anına dokunan keyif dolu bir mucizedir kahve. Hatırı sayılır misafire gösterilen değer, bazen de yorgunluğu atmak için bir bahanedir. Kız isteme seremonisinin en önemli ritüelidir. Damat adayının sevgisi tuzlu ya da acı kahveyi sessiz sedasız içmesiyle sınanır. Mutluluğun, keyfin, kırk yıllık hatırın kadim hikayesidir Türk Kahvesi.
Tüm Türk Kahvesi çeşitleri için tıklayın
Kahve nasıl ortaya çıktı?
Kahvenin çıkışı ile ilgili pek çok efsaneden bahsedilir. Tarihçiler 14. Yüzyılda Etiyopya’da ortaya çıktığını iddia ederler. Bir iddiaya göre kahvenin hikayesi bir sufinin kahveyi görüp yemesi ve bu "bir şeye benzemiyor” diyerek kaynayan suya atması ve içtiğinde tadına varmasıyla başlar. Kahve önce Etiyopya’dan Mekke’ye gider. Mekke’de o dönem bir takım tartışmalara yol açar. Dönemin ulemaları İslama uygun olup olmadığını tartışırlar. En sonunda kahvenin kimyasal bir süreçten geçmediği fikriyle tüketiminin haram olmadığı kanısını varılır. Aslında aynı süreç Avrupa’ya gittiği dönemlerde de yaşanır. Papa kahveyi içip "bu ne güzel bir şey” demeseydi Avrupa’da yasaklanması da gündeme gelebilirdi. Mekke’den sonra Yemen’e gider ve ardından da 15. Yüzyılın ortalarından itibaren İstanbul’a gelir.
Kahve’nin İstanbul’a gelişi
Rivayete göre Kanuni Sultan Süleyman’ın Yemen Valisi olan Özdemir Paşa lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul’a getirir. Böylelikle Yemen’den gelen kahve saraya taşınır. Sarayın görkemli salonlarında 40 kişilik kahveci ustaları özenle hazırladıkları kahveleri Sultan’a servis eder. Harem’de cariyelere kahve pişirme dersleri verilir. Katip Çelebi İstanbul ahalisinin kahveyle tanışmasını "Aslı Yemen diyarından çıkıp tütün gibi dünyaya yayıldı.” diyerek ifade eder. Halepli Hekim’in 1554 yılında Tahtakale’de bir dükkan kiralayıp kahve satmaya ve kahvehane işletmeye başladığı rivayet edilir.
Türk Kahvesi Nedir?
Kahve, ekvatora paralel bir kuşak oluşturan bölgede yetişir. Türkiye’de hiç yetişmeyen bir ürün olmasına rağmen Türkler tarafından bulunan yepyeni bir demleme metodu sayesinde, güğüm ve cezvelerde pişirildi ve Türk Kahvesi adını aldı. İlk olarak Tahtakale’de açılan ve tüm şehre yayılan kahvehaneler sayesinde halk kahve ile tanıştı. Şiir, edebiyat sohbetlerinin yapıldığı, satranç ve tavlanın oynandığı kahvehanelerle birlikte kahve kültürü dönemin sosyal hayatına damga vurdu. Bir sokağa kahve pişirilen yer anlamına gelen Tahmis kelimesinin adı verildi. İstanbul’a yolu düşen tüccarlar ve Osmanlı elçileri sayesinden Türk kahvesinin namı başka diyarlara kadar ulaştı.
Türk Kahvesi nasıl yapılır?
Türk Kahvesi’nin kendine özgü kavrulma ve öğütme tarzı bulunur. Az kavrulmuş, orta kavrulmuş ve çifte kavrulmuş olmak üzere üç farklı şekilde kavrulur. Diğer kahve türlerine göre çok ince ve toz şeklinde öğütülmesi de diğer bir özelliğidir.
İyi bir Türk Kahvesi hazırlamak için;
Öncelikle kahveyi içecek olan kişilere ne şekilde içtikleri mutlaka sorulur. Sade kahveye şeker eklenmez. Az şekerli kahve için 1 çay kaşığı, orta şekerli kahve için 2 çay kaşığı ve şekerli kahve için 3 çay kaşığı şeker kullanılır.
Cezvenin içerisine her fincan kahve için; bir fincan su ve 2 çay kaşığı kahve ve tercihe göre şeker ekleyin. İyice karıştırın ve cezvenizi kısık ateşte ayarlanmış ocağınıza yerleştirin. Kahve ne kadar ağır ve kısık ateşte pişerse lezzeti o kadar artar. Kaynamaya başladığında üstte oluşan köpüğü fincanlara dağıtın. Kalan kahveyi bir taşım daha pişirerek fincanlara ekleyin. Afiyet Olsun.
İade